Blog

E-Hemşire.com

Hemşire Hasta İlişkisi

Hemşirelerin Hasta Hakları Bilgi ve Tutumları

Hasta hakları, sağlık hizmeti alan kişilerin sağlık kurumları ve sağlık personeli karşısındaki haklarını tanımlayan bir kavramdır. Hasta haklarının korunabilmesi için sağlık ekibi üyelerine önemli görevler düşmektedir.

Hastanın sağlık bakımı ile ilgili haklarında var olan değerler hemşirelik mesleğini çok yakından ilgilendirdiği için, hasta ile hemşire arasında bir anlamda ortaklık ilişkisi söz konusudur.

Hemşirelerin, hastaların evrensel olan hakları konusundaki tutumlarının, her bir hasta hakkı için farklı olduğu ve bu oranın %69.2 ile %100 arasında değiştiği belirlenmiştir.

Hasta haklarının sağlık hizmetlerinin önemli bir destekleyici öğesi haline gelmesine yönelik kapsamlı çabalara ihtiyaç vardır. Bu amaçla, hastanelerde hasta hakları ile ilgili çalışmaları yürütecek birimler kurulmalıdır.

Söz konusu birimler, yaşanan hasta hakları ihlalleri ile bunlara bağlı ortaya çıkan problemlerin önlenmesi, sağlık hizmetlerinin hasta memnuniyetine uygun şekilde, insan hak ve onuruna yakışır biçimde sunulması, hasta ve hasta yakınları ile sağlık personelinin eğitilmesini hedefleyen çalışmaları yürütmelidir

Hasta hakları sağlık hizmeti alan kişilerin sağlık kurumları ve sağlık personeli karşısındaki haklarını tarif eden bir kavramdır. Bu haklar; sağlık hizmetlerinden yararlanma gereksinimi olan fertlerin sırf insan olmaları nedeniyle sahip bulundukları hakları kapsamakta ve gerek ulusal gerekse uluslararası anlaşmalarla teminat altına alınmışlardır.

Sağlık hizmetlerinin etkili bir biçimde işler halde olması, toplum sağlığı için birincil koşuldur. Bu nedenle hasta hakları, özellikle son 20 yıl içinde sağlık hizmetleri tartışmalarının ağırlıklı konularından biri olarak ele alınmaya başlanmıştır.

Bu bağlamda, etik ilkelerle düzenlenen hasta-hekim ilişkisini, hukuksal alanda yapılandırabilecek bir hasta hakları çerçevesi içine yerleştirmek için, başta hekim meslek kuruluşları olmak üzere, birçok uluslararası sağlık örgütü, önemli çalışmalar yürütmüştür.

Konu ile ilgili ilk uluslararası metinler, 1946 Nuremburg kodları ve 1963 Helsinki deklarasyonu olmuştur. Hasta hakları ile ilgili ilk temel bildiri ise; Dünya Tabipler Birliği’nin 1981 tarihli “Lizbon Bildirgesi” olarak ortaya çıkmıştır.

Sonradan bu metinde gözlenen bazı eksiklikler, Avrupa Hasta Hakları Bildirgesi (1994) ve Dünya Tabipler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi (1995) ile önemli ölçüde giderilmiş ve her iki bildirgede hasta hakları temel olarak; tıbbi bakım hakkı, bilgilendirilme hakkı, onam verme hakkı, mahremiyete saygı hakkı ve başvuru hakkı olarak beş başlık altında toplanmıştır.

Hasta hakları, sağlık hakkının ve temel insan haklarından olan yaşama hakkının uzantısı olarak, son yıllarda tıp etiği alanında üzerinde önemle durulan konulardan biridir. Bu nedenle, hasta haklarının korunabilmesi için sağlık ekibi üyelerine önemli görevler düşmektedir.

Başta hekimler olmak üzere tüm sağlık personelinin, hastaların hastalıkları ile ilgili olarak bilgilendirilmelerinin ve yapılacak işlemler konusunda onamlarının alınmasına özen göstermesi gerekmektedir.

Hasta hakları uluslar arası bildirgelerin ötesinde, temel dayanağını, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17 ve 56. maddeleri, Deontoloji Tüzüğü ve 1998 yılında yürürlüğe giren Hasta Hakları Yönetmeliği’nden almaktadır.

Hasta Hakları Yönetmeliği’ne göre sağlık hizmetlerinin sunumunda aşağıdaki ilkelere uyulması şarttır;

- Bedeni, ruhi ve sosyal yönden tam bir iyilik hali içinde yaşama hakkının, en temel insan hakkı olduğu, hizmetin her safhasında daima göz önünde bulundurulur.

- Herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını haiz olduğu ve hiçbir merci veya kimsenin bu hakkı ortadan kaldırmak yetkisinin olmadığı bilinerek, hastaya insanca muamelede bulunulur.

- Sağlık hizmetinin verilmesinde, hastaların, ırk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç ve ekonomik ve sosyal durumları ile sair farklılıkları dikkate alınamaz. Sağlık hizmetleri, herkesin kolayca ulaşabileceği şekilde planlanıp düzenlenir.

- Tıbbi zorunluluklar ve kanunlarda yazılı haller dışında, rızası olmaksızın kişinin vücut bütünlüğüne ve diğer kişilik haklarına dokunulamaz.

- Kişi, rızası ve Sağlık Bakanlığının izni olmaksızın tıbbi araştırmalara tabi tutulamaz.

- Kanun ile müsaade edilen haller ile tıbbi zorunluluklar dışında, hastanın özel hayatının ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

Bu ifade özünde, hasta haklarının etik kurullar aracılığı ile korunmasını ve bu haklara riayet edilmesini içermektedir. Hasta haklarının uygulanmasında, hastaların konuya ilişkin istemlerinin de önemli olduğu bilinmektedir. Ancak bireyin kendisi için en iyi olanı seçemediği durumlarda yardıma ihtiyacı vardır.

Hastalar, genellikle hakları ile ilgili bilgi sahibi olmadıklarından, bu haklarını nasıl elde edecekleri konusunda bir rehbere ihtiyaç duyulmaktadır. Hasta ile hekim arasındaki iletişimin sınırlı olması, hekimin isteklerini reddetmesini, bağımsız karar vermesini ve soru sormasını engelleyen önemli bir faktördür. Bu nedenle hemşirelerin hastalarla 24 saat ilgilenmesinden dolayı, hastalara yardımcı olabilme ve rehberlik rolü diğer ekip üyelerinden daha uygundur.

Hemşire hasta ilişkisi, hasta bakım sürecinde odak noktayı oluşturmaktadır. Bu anlamda hemşire, hem iyi bir pratisyen, hem de iyi bir teoriysen olmalıdır. Hemşire tüm temel bilimlerden aldığı bilgileri, nasıl tedavi edici hizmetlerini verirken ve hastayı anlamaya çalışırken kullanıyorsa, hasta haklarına yönelik bilgilerini de hemşirelik yetenekleriyle birleştirip hastalara vereceği tüm bakım ve eğitimde kullanmalıdır.

Hasta Hakları

- Hasta, adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde, sağlıklı yasamanın teşvik edilmesine yönelik faaliyetler ve koruyucu sağlık hizmetlerinden faydalanmalıdır.

- Saygı, itina ve ihtimam gösterilerek, güler yüzlü, nazik, şefkatli sağlık hizmeti almalıdır.
- Her türlü hijyenik şartlar sağlanmış, gürültülü ve rahatsız edici bütün etkenler giderilmiş bir ortamda sağlık hizmeti almalıdır.

- Hastanın, şartların gerektirdiği her türlü sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı vardır.
- Hasta ırk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınmadan hizmet almalıdır.

- Sağlık hizmetini güvenli bir ortamda almalıdır.
- Toplum sağlığını ilgilendiren zorunlu haller hariç; hasta, sağlık durumu konusunda, kendisine ailesine veya yakınlarına bilgi verilmesini isteyebilir.

- Kurum ve kuruluşlarca belirlenen usul ve esaslara uygun olarak ziyaretçi kabul edebilmelidir.
- Hasta sağlık kurum ve kuruluşlarının imkânları ölçüsünde ve tabibin uygun görmesi durumunda, refakatçi bulundurmayı isteyebilir.

- Haklarının ihlali halinde, mevzuat çerçevesinde her türle başvuru, şikâyet ve dava hakkini kullanabilmelidir.
- Hastanın tıbbi gereklere uygun teşhis, tedavi ve bakım görme hakkının yanında, bunları reddetme hakkı da vardır.

- Sağlık kurulusunu seçme ve gerektiğinde bunu değiştirme hakkı vardır.
- Hasta, her türlü sağlık hizmetini gizliliğe uygun olan bir ortamda almalıdır.
- Sadece toplum sağlığı düşüncesiyle tedbir alınması gereken hallerde ve tıbbi zorunluluklar nedeniyle hastanın rızası alınmaksızın tıbbi müdahale yapılabilir.

- Hasta, sağlık durumu ile ilgili her türlü bilgiyi sözlü veya yazılı olarak isteyebilir.
- Her türlü tıbbi müdahalelerde, hastanın rızası alınmalı ve rıza çerçevesinde hizmetten faydalanmalıdır.
- Hasta, kendiyle ilgili her türlü girişimden haberdar olmalıdır.
- Tedaviyi reddedebilir ve durdurabilir.
- Kurulusun imkânları ölçüsünde ve idarece alınan tedbirler çerçevesinde, dini vecibelerini yerine getirebilmelidir.

- Hastanın moralini bozarak hastalığını artırabilecek nitelikte kötü bir durum söz konusu ise, hastadan teşhisi saklanabilir.

- Sağlık çalışanları, hastanın sağlığını korumak ve ıstırabını dindirmekle yükümlü olup ötenazi dahil her türlü girişimi yapabilmelidir.

- Sağlık hizmeti verecek tabip ve diğer personelin kimlik bilgileri ile görev ve unvanlarını öğrenmeye, hizmet verecek personeli seçmeye ve değiştirmeye hakkı vardır.

Hasta tatmininin değerlendirilmesi, sağlık bakım sistemi değerlendirilmesinin standart bir parçasını oluşturmakta ve hastaların beklentilerinin karşılanması bu sistemin temel amaçlarını oluşturmaktadır.

Birçok hasta, aldığı sağlık hizmetini değerlendirirken, hizmetin teknik yönünden ziyade hizmeti alırken karşılaştığı tutum ve davranışları göz önüne alarak bir değerlendirme yapmaktadır.

Hastalar, doğal olarak temiz ve güvenli bir ortam, kaliteli bir hizmet, kişilik haklarına saygı, iyi iletişim ve ilgi beklemektedirler. Hastaların bu beklentileri, özünde hasta haklarının amacına uygun tutum ve davranışları içermektedir.

Sağlık hizmetlerinin verilmesinde hasta tatminini etkileyen pek çok faktörün yanı sıra, bu hizmetleri sunan personelin, hizmeti alanların haklarına ve bu hakların doğrultusunda gelişen beklentilere uygun davranmaları, en önde gelen ve giderek daha çok önem kazanan bir konudur.

Dolayısıyla, haklarına uygun davranılan hastaların beklentileri de gerçekleşmiş olmakta, bu durum onların, sunulan hizmetten ve kurumdan memnuniyetini artırmaktadır.

Hastaların hastaneye müracaatından çıkışına kadar olan süreçte, aşırı strese maruz kaldığı ve hastanın bu streslerle baş edebilmesinde başkasının yardımına ihtiyaç duyduğu bilinmektedir.

Hemşireler, hastaya tedavi sürecinde ne yapılacağı konusunda açıklayıcı bilgi vererek, yardımcı olabilecek en önemli kişi rolünü oynamaktadırlar. Bu bağlamda hemşireler, hastanın haklarını koruyarak veya hakların korunmasına yardım ederek kendi üzerine düşen sorumluluğu da yerine getirmektedirler.

Hemşireler tarafından en çok kabul gören tutumlar;


- Hastanın adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde sağlıklı yasamanın teşvik edilmesine yönelik faaliyetler ve koruyucu sağlık hizmetlerinden faydalanması,
- Saygı, itina ve ihtimam gösterilerek, güler yüzlü, nazik, şefkatli sağlık hizmeti alması,
- Her türlü hijyenik şartlar sağlanmış, gürültülü ve rahatsız edici bütün etkenler giderilmiş bir ortamda sağlık hizmeti alması ve gerekli her türlü sağlık hizmetlerinden yararlanması şeklinde bulunmuştur.

En az kabul gören tutumlar ise;

- Hastanın moralini bozarak hastalığını artırabilecek nitelikte vahim bir hastalık durumunda hastadan teşhisin saklanabilmesi,
- Sağlık hizmeti verecek ve vermekte olan tabiplerin ve diğer personelin kimliklerini bilmeye görev ve unvanlarını öğrenmeye, seçme ve değiştirmeye hakkının olması,
- Sağlık çalışanlarının, hastanın sağlığını korumak ve ıstırabını dindirmekle yükümlü olup ötenazi dâhil her türlü girişimi yapabilmelidir şeklindedir.

Konunun giderek daha fazla önem kazanması da dikkate alınarak, istenen düzeyde benimsenmeyen bazı hakların da daha iyi düzeylere çıkartılabilmesi için, okul programlarında hasta hakları konusuna daha fazla yer verilmesi ve bunun yine hizmet içi eğitim programlarıyla da sürekli güncel tutulması ve geliştirilmesi ihtiyacının olduğu görülmektedir.

Hemşirelik mesleği; sağlığı koruma, geliştirme, bu amaçla eğitim ve danışmanlık yapma hizmetlerini de içerdiğinden, hasta haklarının korunması sorumluluğu bu mesleğin önemli bir yönünü oluşturmaktadır.

Hemşire, hastayla daha çok beraber olan, hastayla daha yakın olan, hasta bakımını planlarken, hastanın fiziksel, ruhsal ve sosyal sorunlarını ele alan bir meslek üyesi olarak, hasta haklarının korunmasında da en uygun sağlık personelidir.

Farklı bir açıdan bakacak olursak, hasta haklarının temelini oluşturan değerlerle, hemşirelik mesleğinin temel değerlerinin çok yakından ilişkili olduğu görülecek ve hastayla hemşire arasında bu bağlamda bir ortaklık ilişkisi söz konusudur. Bu alanda hemşirenin en önemli görevi hastaları mümkün olduğunca bağımsızlaştırmak ve karar verebilir konuma getirmektir.

Diğer taraftan hemşirelerin, hastaların sağlık bakımı ile ilgili hakları konusunda cevap verebilecek şekilde kendi mesleki kuruluşlarının yaptığı girişimleri saygıyla karşılayacak yapıya sahip olmaları gerekmektedir.

İnsanın onurunun ve bütünlüğünün korunmasını ve hastaya kişi olarak gösterilen saygının artırılmasını amaçlayan çabalar sonucunda hasta hakları konusu, son yıllarda sağlık hizmeti tartışmalarında önemli bir yer tutmaktadır.

Hasta hakları, esas olarak insan haklarının ve değerlerinin sağlık hizmetlerine uygulanmasını ifade etmekte ve dayanağını insan haklarıyla ilgili temel belgelerden almaktadır. Bir başka deyişle, insan olarak saygı görme, kendi yaşamını belirleme, güvenli bir yaşam sürdürme, özel yaşamda saygı görme gibi ilkeler hasta haklarının da temelini oluşturmaktadır.

Benzer şekilde, herkesin yeterli sağlık bakımı ile sağlığının korunması ve mümkün olan en yüksek sağlık düzeyine ulaşması, temel insan hakları arasında bulunmaktadır. Sağlık hizmetlerinin herkes için eşit, ulaşılabilir ve sürekli olması ise, hasta haklarının en önemli amaçlarını oluşturmaktadır.

Hasta haklarının geliştirilmesi için gösterilen çabaların diğer amaçları;

• Hastalara sağlık hizmetlerinden tam olarak yararlanma konusunda yardımcı olmak ve sistemle ilgili olabilecek sorunların olumsuz etkisini mümkün olduğunca yok etmek ya da azaltmak.

• Hastalarla sağlık personeli arasındaki yararlı ilişkiyi desteklemek ve geliştirmek; özellikle de hastaların sağlık hizmeti sürecinde daha aktif katılımını cesaretlendirmek.

• Hastane, sağlık personeli ve sağlık yöneticileri arasındaki iletişimi güçlendirmek.

Hasta hakları, kaliteli sağlık hizmetleri sunumuna olanak sağlayacak daha iyi bir ortamın hazırlanması için hasta, hastane personeli ve hastane yönetiminin birlikte sahip çıkması gereken haklardır.

Dolayısıyla, hasta haklarının sağlık hizmetlerinin önemli bir destekleyici öğesi haline gelmesine yönelik kapsamlı çabalara ihtiyaç vardır.

BLOG KATEGORİLERİ
Evde Bakım HemşireliğiHemşire Çalışma AlanlarıHastalıklar ve Hemşirelik YaklaşımlarıManşet HaberlerSağlıklı BakımAktualiteMakale & Sağlık HaberleriDoğal BakımGüncel DuyurularSağlık PersonelleriMesleki BilgilerHemşirelik MevzuatıHemşirelik YayınlarıHemşirelik Eğitimi Veren Okullar