Hemşireler, Sağlık Öğretmenlerimiz
Hemşireler Sağlık Öğretmenlerimiz
Bir hemşire her zaman hasta ve yakınlarına sağlığın ne olduğunu öğretmeye çalışır.
Hastalar bakımlarıyla ilgili daha pek çok şey öğrenmek isterler. Hastalıklarının ne olduğunu, nasıl tedavi edileceğini ve tedavinin ne dereceye kadar yararlı olabileceğini merak ederler.
Hastaların kendi iyilikleri açısından da öğrenmeleri gerekir. Özellikle süreğen bir hastalığa yakalanmış olanların kendi bakımlarının nasıl yapılacağını ve gereksinmelerinin nasıl karşılanacağını bilmeleri gerekir.
Hastanedeki hastalar eğer ne olacağını ve neler bekleyebileceklerini bilirlerse daha az acı ve endişe duyarlar. Bu, özellikle ameliyat olacak hastalar için önemlidir.
Modern tıp hastaların daha çok etkin olmaları gerektiğini vurgular. Hastanın egzersiz yapması ve kendine güven sağlaması için her şeyi kendi başına yapmayı öğrenmesi yararlıdır. Sakat bir kişiye bile toplumda mutlu ve faydalı bir birey olabilmesi için yaşamını nasıl düzenleyeceği öğretilebilir.
Hasta eğer sağlık bakımıyla ilgili konuşmalarda hesaba katılırsa, bazı tedavilerin daha yararlı olacağı açıklanırsa, ayrıntıların kararlaştırılmasında yardımcı olabilirse daha çok ilerleme gösterecektir.
Açıklaması olmayan ve sadece yapılması emredilen işlerde hasta hiç bir bilgi edinemez. Hasta edindiği bilginin evine çıktığında kendi bakımını sağlamasına yardımcı olacağını anlarsa, her şeyi hakkıyla öğrenecektir.
Hemşire sürekli olarak bir şeyler öğretir. Hastalar hemşirenin yaptıklarından ve yapış şeklinden öğrenir. Ondan bakım ve temizlik veya pislik ve ilgisizlik öğrenebilir.
Hasta hemşirenin öğretmek istedikleri ile kendi rahatlığı arasında bir ilişki kurduğu zaman ve kendisinde de öğrenme isteği olduğu takdirde, öğrenme işlemi anlam kazanır.
Bazen hasta öğrenmeye henüz hazır değildir. Dikkatini toplayamayacak kadar hasta veya umutsuz olabilir. Bununla beraber hemşirenin hastayı neşelendirmek veya umut vermek için yaptığı her şey bir öğretim şeklidir.
Öğrenme gerçek olduğu kadar duygusaldır da. Hasta kendini başarılı hissettiğinde ve öğrendiğinin karşılığını gördüğünde, öğrenmek için daha çok çaba harcar.
Örneğin hasta yiyebileceği ve yememesi gereken yiyecekleri öğrenirse, sağlığını kazanarak ödüllendirilmiş olur. Koltuk değnekleriyle yürümeyi öğrenmesi gereken hasta, ilerleme gösterdiğini ve başarabileceğini hissettiğinde daha çabuk öğrenecektir.
Bazen hasta öğretileni kolaylıkla kapamaz, çünkü hemşirenin öğretmeye çalıştığı şeyler hastanın bildikleriyle çatışmaktadır.
Örneğin sağlıklı olduğuna inanan bir kimseye tüberküloz teşhisi konulduğunda hasta teşhisi reddedebilir, çünkü düşüncesine göre hasta birinin ateş içinde yatakta yatması gerekir.
Tekrar yürüyemeyeceğine inanmış hastayı kaslarını kuvvetlendirmek için uygun şekilde egzersiz yapması gerektiğine inandırmak çok zordur.
Perhiz uygulaması gereken bir hasta evinde olduğu kadar bir restoran veya davette de yiyeceklerine dikkat etmesi gerektiğini kabul etmez.
Bütün bu durumlarda, hemşire azim ve sabırla hastanın duygularını anlamaya ve yardımcı olabilmek için çözüm yolu bulmaya çalışmalıdır. Hemşire yardımı sırasında doktor ve diğer kişilere danışabilir.
Sonuç
İletişim, hemşire - hasta ilişkisini kurmanın temel öğesi olarak düşünülmüştür. Hemşire hemşirelik amaçlarının sağlanmasına yararlı olsun diye iletişim becerilerini geliştirmek için ölçülü bir biçimde uğraşmalıdır.
Uygun bir hemşirelik bakıcılığını planlarken iletilen şeyin ne olduğunu ve bunu nasıl değerlendirip geçerli kılacağını bilmesi önemlidir.
Etkin bir iletişim başka bir kimsenin ne peşinde olduğunu öğrenmektir. Tedavide iletişim, bir kimseyi boyun eğmeye ikna veya razı etme girişimlerinden kaçınır.
İletişim konuşmanın yanı sıra dinlemeyi ve özellikle başkalarının söylemek istediklerini dinlemeyi içerir.
Kaynak: Hemşirelikte Temel İlkeler