Hastalık ve Hastalık Davranışları
Hastalık yalnızca bir rahatsızlık sürecinin varlığı değildir. Hastalık, bireyin fiziksel, ruhsal, entelektüel sosyal gelişim evrelerinde ya da spritüel fonksiyonlarında gerileme veya azalmanın meydana gelmesidir.
Hasta olan bireylerin davranışları, kendi vücutlarını algılama, hastalık semptomlarını tanımlama ve yorumlama ile ilişkilidir. Örneğin, lösemi tanısı koyulmuş ve tedaviye cevap veren bir birey, kendini hasta olarak algılamayabilir ve günlük yaşamına devam edebilir. Buna rağmen göğüs kanseri tanısı almış, ameliyata hazırlanan bir birey kendini hasta olarak algılayabilir ve fiziksel, psikolojik semptomlar gösterebilir.
Hastalık davranışları, rol, sosyal sınıf ve sorumlulukla ilişkilidir. Örneğin, soğuk algınlığı, bir öğrenci için evde dinlenmek olarak algılanırken, bir anne için, çocuğuna bakamama, annelik rolünden geçici bir süre azat olma anlamına gelebilir.
Hastalık Davranışını Etkileyen Değişkenler
Sağlık davranışları nasıl iç ve dış değişkenlerden etkilenebiliyorsa hastalık davranışları da etkilenebilir. Bireyin davranışlarını anlamak ve bakım planını bireyselleştirebilmek için, bu değişkenlerin birey ve aile üzerindeki etkilerini bilmek gerekir.
İç Değişkenler
Bireyi etkileyen önemli iç değişkenler, hastalığının doğası ve semptomların birey tarafından nasıl algılandığıdır. Birey, hastalığın günlük yaşamını olumsuz etkilediğine inanıyorsa, semptomları rahatsız edici olarak algılar ve yardım arayışı içine girer.
Örneğin, insanlar hafif bir baş ağrısı için doktora gitmezken, gece yarısı güçlü bir göğüs ağrısı ile uyandığında, bu durumu yaşamı tehdit edici ciddi bir durum olarak algılar ve hemen doktora gider. Ancak algılama, ters tepkide yaratabilir. Bireyler ciddi bir hastalığın var olmasından korkabilir, varlığını inkâr edebilir, bu nedenle yardım aramayabilir.
Bireyin hastalık davranışı, hastalığın doğasından da etkilenebilir. Akut hastalık, semptomları aniden ortaya çıkan, genellikle yaşamı tehdit eden ve kısa süreli hastalıklardır. Bu semptomlar, yaşam fonksiyonlarını farklı biçimlerde etkileyebilir.
Kronik hastalıklar ise, semptomları ve tedavisi altı aydan daha uzun zaman diliminde devam eden, hastalık semptomlarının tekrar görüldüğü ve görülmediği dönemlerin birbirini izlediği, çoğunlukla ömür boyu devam eden hastalıklardır. ( Örneğin Diyabetus Mellutus, Kalp Hastalıkları gibi). Yaşam biçimini değiştirebilir.
Ayrıca şu özellikler kronik hastalıklar için geçerlidir;
- Patolojik değişimler geriye dönüşsüzdür.
- Normal fonksiyonlarda kalıcı bozukluk ve değişiklikler vardır.
- Uzun süren tedavi ve bakım gerektirir.
- Rehabilitasyon gerektirebilir.
- Akut hastalığı olan bir bireyin, sağlık bakımı konusunda yardım araması, planlanan tedaviyi sürdürmesi ve işbirliği yapması daha kolaydır.
Kronik hastalığı olan birey ise, hastalığın uzun sürmesi ya da ömür boyu iyileşmemesi nedeni ile tedavi planına uyma, işbirliği sağlama konusunda isteksiz ve iyileşme konusunda umutsuz olabilir.
Özellikle hemşireler, kronik hastalığı olan bireylere, problemlerin çözümü ya da uyum sağlama için yardım eden, bu konuda önemli rol üstlenen sağlık bakım ekibi üyesidir.
Dış Değişkenler
Hastalık semptomları, sosyal grup, kültürel birikim, ekonomik değişkenler ve sosyal destek sistemi, bireyin hastalık davranışını etkileyen dış değişkenlerdir.
Bir hastalığın görülebilen semptomları vücut imajını ve hastalık davranışını etkileyebilir. Örneğin, tüm yüze yayılmış, iri ve cerahatli ak nesi olan bir birey, dış görünüşünü bozduğu için, boğazında hafif ağrı hisseden bir bireyden daha çabuk, tedavi için yardım arayabilir.
Bireylerin sosyal çevreleri de, hastalık varlığının kabul edilmesine ya da olası bir hastalığın inkâr edilmesini destekleyebilir.
Örneğin, göğsünde ele gelen bir kitle fark eden kadın, çevresinden gelen tepkiler nedeniyle hemen tanı ve tedavi için hekime başvururken, başka bir kadın bu durumu önemsemeyebilir, erteleyebilir ya da son ana kadar hekime başvurmayabilir. Bu örnek, aile, arkadaş v.b. sosyal çevrenin bireyler üzerindeki etkisini göstermektedir.
Hastalık davranışları, kişisel beklenti ve deneyimlerden etkilenebilir. Geçmişte, ağır bir hastalık geçiren birey, hafif bir karın ağrısı nedeniyle kendini çok hasta hissedebilir ya da iş yerinde terfi beklediği sırada apandisit ameliyatı nedeniyle işe bir süre gidemeyen birisi, şiddetli ağrı hissi yaşayabilir.
Kültürel ve etnik sosyalizasyon bireylere nasıl sağlıklı kalınabilineceğini ve hastalığı tanımlamayı öğretir. Sağlık ve hastalığın anlamı ve bunlara verilen önem temel kültürel değerlerle ilişkilidir.
Ekonomik değişkenler de, bireyin hastalığa karşı verdiği tepkileri etkileyebilir. Ekonomik yetersizlik nedeniyle, hasta olan bir birey tedavisini erteleyebilir ya da önerilen tedaviyi uygulayamayabilir.
Birçok kişi, hastalık belirtileri günlük yaşamını engellemediği sürece, işe gitmeye, çocuklara bakmaya veya okula gitmeye devam eder.
Hastalık Davranışını Etkileyen 10 Bileşen
- Hastalığın görülebilen ve tanımlanabilen semptomları
- Bireyin, semptomları ciddi olarak algılama boyutu
- Bireyin eğitim durumu, bilgisi ve kültürel birikimi ve algılanan semptomlarla ilgili bilgisi
- Sosyal aktivite, iş ve aileyi olumsuz etkileyen semptomlar
- Semptomların varlığı ve görülme sıklığı
- Diğer bireylerin, semptomlar ile ilgili açıklamaları
- Hastalık nedeniyle inkar edilen temel gereksinimler
- Hastalıkla mücadele edebilmek için, ihtiyacı olan diğer gereksinimlerin belirlenmesi
- Bireylerin semptomlarla ilişkili yorumları
- Tedavi kaynaklarının uygunluğu, fiziksel yakınlığı, fizyolojik ve maddi maliyeti.